HÖH Onursal Başkanı Dr. Ahmed Doğan'ın siyasi mesajı

Sayın Bulgaristan Cumhuriyeti vatandaşları,

Sevgili DPS'liler ve Demokrasi takipçileri!

Gözlerimizin önünde her gün derinleşmekte olan siyasi gerilim, artık ne HÖH’ün parti içi bir sorunu, ne de etnik bir sorundur; bu gerilim, artık ulusal bir mesele haline dönüştü. "Bu onların sorunu, kendileri çözsünler" gibi ifadelerle birlikte kayıtsız bir ilgisizlik, bende 40 yıl öncesindeki duygusal ve düşünsel çağrışımlar uyandırıyor. Mesele, Bulgaristan'daki Müslümanlardan kaynaklanmıyor ve çözümü sadece bizim sorumluluğumuzda değil! Belirli karanlık siyasi oyuncuları kim ve nasıl yarattı konusu,  bir seçim kampanyasının konusu değil, yetkili devlet organlarının taahhütleri eşliğinde yapılması gereken toplumsal bir tartışma konusudur.

Devletimizin zayıf noktası, vatandaşlar ile devlet kurumları arasındaki ve toplum ile genel olarak devlet arasındaki Adalet meselesidir.

Adaletin eksikliği, kısmen ele geçirilmiş bir devletin sonucudur: savcılık, yargı süreçleri, kolluk kuvvetleri...

Formül basit ama her zaman etkili olmuştur: para + güç = vatandaşların ve toplumun ve onun yapılarının paralel devlete karşı olan korkusu  ve bağımlılığıdır. Politikacılara, belediye başkanlarına, iş insanlarına ve aktif vatandaşlara yönelik siparişle yapılan tutuklamalar, şirketlerin iflas ettirilmesi ya da kamu ihalelerine erişimlerinin engellenmesi her türlü hoşgörü ve sabır sınırını aşmıştır. Ulusun birliği tehlike altında, vatandaşların ufukta beliren ortak bir felakete karşı dayanışması olarak tezahür etmesi gereken beraberliği de aynı şekilde. Demokratik değerler yanıltıcı ve manipülatif görünmeye başlıyor. Toplumun her yerinde Korku kol geziyor. Korkunun hayaleti aileleri ve arkadaşları birbirinden ayırıyor. En baskın soru, sıradaki kim olacak sorusudur, seçilecek olan ülkenin 51. Parlamentosu döneminde gelişim fikir ve programların mücadelesi ikinci plandadır. Siyasete ve siyasetçilere karşı tahammülsüzlük oluşturulmakatdır. Ancak aynı zamanda, ülkedeki sandık kurulları toptan bir şekilde peşin olarak satın alınmaktadır. Basın, gözlemci ve analizci rolü oynuyor, ancak ülkede olup bitenlere seçici bir şekilde yaklaşmaktadır.

Bu yüzden bu seçimler ülke için kader belirleyici: seçimler Bulgaristan'ın gelişim yolunu belirleyecek bir ulusal referandum niteliğini kazanmıştır: Demokrasi ve hukukun üstünlüğü mü, yoksa kaos ve hukuksuzluk mu?

Bu seçimler bir Demokrasi ve hukukun üstünlüğü savaşıdır!

Adalet sistemi, Adaleti sağlamalıdır. Açıktır ki, Avrupa medeniyetinin bu temel değeri açık bir eksiklik yaşamaktadır. Adalete olan inancımız, devlet düzeninin temelidir.

Adalet olmadan, devlet kaosa sürüklenir ve devlet düzeni çökmeye başlar!

Demokrasinin ve devlet düzeninin kurumsal koruma sistemleri delinmiş durumda. Son savunma hattı ise bizzat egemen olan - Seçmen Majesteleridir!

Bu savaşta her bir oy belirleyicidir!

Artık derin uykudan uyanma ve özgürlüğümüz ile gelecek nesillerin güvenliği için kişisel sorumluluğumuzu üstlenme zamanı gelmiştir.

Ancak her şeyden önce Korkudan kurtulmalıyız. Bunu yapmanın tek bir yolu var: korkuyu kışkırtan öznenin üzerine gitmek! Korku, aynen inanç, umut ve sevgi gibi, kıskançlık ve haset gibi hayatta kalmamız için gerekli bir duygudur... Korkudan korkmayın! Korkuyu yönetin! Korku içinde büyük bir evrimsel enerji barındırır ve bu enerji daha sonra inkar, nefret ve öfkeye dönüşür... Korkunun ruhu "şişeden çıkan cin misali" serbest kaldığında, toplumda radikal değişiklikler meydana gelir. Bunu yapmaya hazır mısınız?

Siyaset sahnemizde ve çağımızda bu tür "fenomenlerin" ortaya çıkmasında hepimizin suçu var. Bu tür kişiler, güçten, paradan ve korkudan beslenirler. Hepimizin ortak özgürlüğü ve güvenliği adına, bu "besin kaynaklarını" ellerinden alalım. Barış adına!


Her zaman sizin: A. Doğan

alde party logoALDE Charter of Values

АЛДЕ
Либерален интернационал
Либсен
Европейски парламент
ЕС

Този уебсайт използва „бисквитки“ (cookies), за да анализира трафика и да персонализира съдържанието, което Ви предлага. Политика за поверителност