"Nüvvab" İlahiyat Okulu'nun konukları, öğretmenleri ve mezunları, İlahiyat Okulu'nun kuruluşunun 100. yıl dönümü ve uluslararası bilimsel konferansın açılışı münasebetiyle Şumen'deki Drama Tiyatrosu'nu doldurdu. Hak ve Özgürlükler Hareketi Genel Başkanı Mustafa Karadayı, Başkan yardımcısı Ahmed Ahmedov, Parlamento grubu başkan yardımcısı Hamid Hamid ve HÖH milletvekilleri de konferansa katıldılar.
Başmüftü Dr. Mustafa Hacı, Yüksek İslam Şurası Başkanı Vedat Ahmed, Başmüftüler Yardımcısı Ahmed Hasanov, Beyhan Mehmed ve Murat Pingov, Başmüftülük Genel Sekreteri Celal Faik, Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Türkiye Cumhuriyeti Sofya Büyükelçisi Aylin Sekizkök ve Burgaz Başkosolosu Senem Güzel de sempozyuma katıldı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nüvvab Okıuluna özel tebrik gönderdi.
Genel Başkan Mustafa Karadayı yaptığı selamlama konuşmasında "Nüvvab" Okulunıun, toplumun ihtiyaçlarına cevap olarak, yani topluluk üyelerini İslam'ın geleneksel emirlerine ve aynı zamanda modern hayatın değişimlerine göre eğitmek için ortaya çıktığını belirtti. Karadayı, Bulgaristan'da müslüman ve Türk varlığımızı ve kimliğimizi savunan iki çatımız var. Biri Başmüftülüğümüz, diğeri de Hak ve Özgürlükler Hareketi partimizdir. Ve gelecekte de varolmamız için okullarımızı, Nüvvab’ı, İslam Enstitüsünü ayakta tutmamız için güçlü olmalıyız. Güçlü olmamız için de birliğimize ve beraberliğimize ihtiyacımız var, dedi.
Mustafa Karadayı'nın konuşması.
Sayın Diyanet İşleri Başkanım,
Sayın Başmüftüm,
Sayın Şura Başkanım,
Sayın Hak ve Özgürlükler Hareketi milletvekillerim,
Sayın Şumen valisi,
Sayın Şumen belediye başkanı,
Türkiye’den gelen belediye başkanları,
Hak ve Özgürlükler Hareketi belediye başkanları,
Kıymetli Büyükelçim ve Burgaz Başkonsolosum,
Türkiye Milli eğitim bakan yardımcımız,
Hak ve Özgürlükler Hareketi parti temsilcilerimiz
Sayın organizatörler,
Yüksek İslam Enstitüsü rektörü,
Şumen Ünüversitesi rektörü,
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi dekanı,
Sevgili misafirler,
Bayramımız kutlu olsun.
İlk olarak tüm katılımcıları ve misafirleri Nüvvab Okulunun 100 yılı münasebetiyle kutlamak istiyorum.
Bayramımız kutlu olsun.
"Nüvvab" İmam Hatip Okulunun 100. yılı nedeniyle bu uluslararası forumda yer almak benim için büyük bir onurdur. Bu forum, bir toplumun olgunluğunun göstergesidir. Kuvvetli rüzgarlara dayanmış köklü kurumlarımız var demektir. Özellikle de totaliter komünist ve ateist rejim dönemindeki şiddetli fırtınalara dayanmış demektir. Bulgaristan'daki Müslüman topluluğa karşı amansız bir asimilasyon politikasının olduğu bir dönemden bahsediyorum.
Nuri Turgut Adalı, Ahmed Şerifov gibi kişiler bu dönemde ortaya çıktı, kalbimize ve hafızalarımıza girdi, kalemleriyle canları pahasına din, dil ve kültüre dayalı kimliğimizi savundular.
Onlar, bu şehirde, Şumen’de 1922 yılının 27 Kasımında açılan "Nüvvab" ortaokulunda yetiştiler. Okulun açılması, Bulgaristan'daki Müslüman-Türk toplumunun eğitim, kültür ve sosyal hayatında bir dönüm noktasıdır.
"Nüvvab" Okulu, toplumun ihtiyaçlarına cevap olarak, yani topluluk üyelerini İslam'ın geleneksel emirlerine ve aynı zamanda modern hayatın değişimlerine göre eğitmek için ortaya çıktı.
Türk ve Müslüman kimliğini korumak, toplumun entelektüel ihtiyaçlarını karşılamak, dini kadro ve liderlerin yanı sıra kamuya mal olmuş kişileri hazırlamak için "Nuvvab"Okuluna ihtiyaç vardı.
“Nüvvab”, çeyrek asırda dört başmüftü, onlarca müftü, yüzlerce imam ve öğretmen yetiştirmiş. Onlarca şairin ve yazarın ilk şiirlerini ve hikâyelerini yazmalarına fırsat vermiş, kalplerine daha sonra yazacakları romanların tohumlarını ekmiştir. Profesörler, doçentler ve doktorlar için "Nuvvab" bilimin merkezi olmuş.
“Nüvvab”ın belki de en büyük katkılarından biri, ılımlılık, hoşgörü, kanunlara saygı, devlete saygı prensiplerinin benimsenmesindeki katkısıdır. Aynı zamanda Bulgar toplumunun tüm üyelerine - din, etnik köken ve sosyal statü farkı gözetmeksizin saygı gösterilmesindeki katkısıdır. Buna biz Birliktecilik felsefesi diyoruz.
Bu karanlık totaliter yılları zamanında, Onursal Başkanımız Dr. Ahmed Doğan ve arkadaşları, toplumumuzu karanlığın deriliklerinden çıkarmak ve anadilimizi özgürce konuşabileceğimiz, özgürce dinimizi yaşayabileceğimiz koşulları sağlamak ve annelerimizin bize söylediği Rumeli türkülerimizi özgürce söyleyebilmek için siyasi örgütlenmenin temellerini attı.
Burada şunu vurgulamak isterim ki, legal olmayan döneminde bile, "Nüvvab" üyeleri sosyal sorumluluklarıyla ve hayatlarını vermeye hazır bir şekilde, hak ve özgürlük gibi iki önemli evrensel insan ilkesinin korunmasına adamış olan Hareketimizin yapılanmasına katkıda bulunmuşlardır.
Burada, Bulgaristan'da totaliter rejimin yıkılmasından bir yıldan az bir sürede, "Nüvvab" Okulumuzda alınan değerlerden ilham alarak Ekim 1990'da Okulu yeniden faaliyete geçiren rahmetli Osman İsmailov'u anarak ruhu için "Fatiha" okumak istiyorum.
Bugün, "Nüvvab"ın misyonu burada ve Ruse ve Momçilgrad'daki iki Müslüman ortaokulunun yanı sıra Avrupa eğitim standartlarına göre geliştirilmesi gereken Sofya'daki Yüksek İslam Enstitüsü tarafından sürdürülmektedir. Bunun için bizler, toplum ve devlet olarak, çocuklarımızın ve torunlarımızın Yüksek İslam Enstitüsü'nün de 100. yılını onurlu bir şekilde kutlayabilmeleri için çok daha fazlasını yapmalıyız.
Sözlerime son verirken, bizim Bulgaristan'da müslüman ve Türk varlığımızı ve kimliğimizi savunan iki çatımız var. Biri Başmüftülüğümüz, diğeri de Hak ve Özgürlükler Hareketi partimizdir. Ve gelecekte de varolmamız için okullarımızı, Nüvvab’ı, İslam Enstitüsünü ayakta tutmamız için güçlü olmalıyız. Güçlü olmamız için de birliğimize ve beraberliğimize ihtiyacımız var. Onları korumamız lazım ve Allah’a duacı olmalıyız. Bulgaristan’da azınlık olarak barışçı olmalı ve birliktecilik felsefesini yaşatmalıyız.
Teşekkür ederim.
